Müneccim Tercüman Nam-ı Diğer: Proje Yöneticileri

Sektörün gecesi gündüzü yokken, işler tatil, bayram, seyran dinlemezken, telefonlar susmaz, e-postalar durmaz, “bütün çeviriler acele, bütün ödemeler ecele” iken; bütün bu karmaşanın orta yerinde, herkesi idare etmesi ve her sorunu çözmesi gereken “Proje Yöneticileri”, nam-ı diğer “müneccim tercümanlar” vardır.

Bir çeviri işi geldiğinde herkes, çevirinin sihirli bir şekilde doğru çevirmene ulaştığını, akabinde çevirmenden geldiğinde hiç dokunulmadan müşteriye teslim edildiğini zannediyor olabilir. Hatta mesleğimizin en büyük eksikliği yani empati kuramama ve iletişimsizlik sebebiyle proje yöneticilerinin görev tanımının bilgisayardaki “Gönder” tuşuna basmaktan ibaret olduğunu kurgulayan kişiler de olabilir.

Eğer çeviri sektörünün tüm paydaşları birbirleriyle etkileşim içinde olsalardı, birbirlerinin mesleklerini tanıyabilseler, ne iş yaptıklarını görebilselerdi, o zaman empati kurabilirlerdi. Müşteriler çeviri bürolarının koşturmacasını, bir çevirinin hangi süreçlerden geçmek zorunda olduğunu izleyebilseler, süre ve fiyat konusunda sıkıştırmazlar; çeviri büroları çevirmenlerin her kelime için ne kadar emek harcadığını bilseler ödemeleri zamanında yapmaya daha çok özen gösterirler, çevirmenler teslim saatini geciktirdiklerinde çeviri bürosunun müşteriye karşı ne kadar zor durumda kaldığını bilseler daha dakik olurlardı. Bu örnekleri çoğaltabiliriz, ama konudan sapmamak adına bir proje yöneticisinin bir gününü kısaca anlatmakta fayda var:

  • Sabahın köründe gelseniz de yetmez. Kapıda sizden daha erken gelmeyi başarabilmiş bir “nöbetçi” müşteri mutlaka “Nerede kaldınız?” diye sorar, ilk azarınızı yersiniz. Konuşup sözleşmediğiniz, hatta belki tanımadığınız bir kişinin sabah erken saatte çeviri işi olacağını tahmin ederek mesai saatinizden de erken gelmeniz gerekmektedir!
  • Yabancı bir ülkede duvar ustası olarak çalışmış birinin “inşaat alanında 20 sene deneyimli çevirmen” olarak başvuru yapmasına şaşırmamanız gerekmektedir.
  • Her iş için çevirmenle konuşmadan bile “ne zaman biter?” sorusunun cevabını tahmin etmeniz gerekmektedir.
  • O sırada telefon çalar. “Elimde bir sözleşme var” der ve işin fiyatını sorarlar. İşin kaç karakter olduğunu tahmin etmeniz gerekmektedir. Eğer kaç punto ve hangi font ile yazıldığını da tahmin edebilirseniz bonus kazanırsınız!
  • Derken bir e-posta gelir. Ekteki dosyanın fiyatı sorulur. O dosyanın hangi dile tercüme edileceğini tahmin etmeniz gerekir.
  • Spontane çeviri için arayanların simultane tercüme demek istediğini tahmin etmeniz gerekir.
  • Her zaman Türkçeden İngilizceye iş yaptığınız bir müşterinin bir gün Çinceye tercüme yaptıracağı tutar. Dil belirtmeden yine fiyat teklifi ister. Siz de İngilizce üzerinden verirsiniz, fiyat onaylanır, iş biter. Dosyayı gönderirsiniz. Müşteri” Ama bu Çince’ye olacaktı. Lütfen İngilizceyi iptal edin, Çince yapın” der. Bunu da tahmin etmeniz gerekir.
  • Acil dosya gönderirsiniz, en geç saat 15.00’te teslim edilmesini istersiniz. Çevirmen kabul eder, iş başlar. 15.05’te iş gelmeyince aradığınızda “Bizim bölgede elektrik kesildi ve yarına kadar gelmeyecekmiş, o yüzden ben işi yapamadım“ diyebilir. Bunu da tahmin etmeniz gerekir.
  • “Neden haber vermediniz?” sorunuza “Kontörüm yoktu, arayamadım, sizin aramanızı bekledim” der. Bunu da tahmin etmeniz ve önceden aramanız gerekir.
  • İşi çevirmene teslim ettiniz, günler geçti, teslim günü geldi ama çevirmenden sadece yarısı geldi. Diğer yarısı nerede?” diye sorduğunuzda “Dili benim için çok ağır, 3 güne daha ihtiyacım var” diyebilir. Bunu da tahmin etmeniz gerekir.
  • 5 günlük bir projenin 4. gününde müşteri bir e-posta atar “Dosyada ufak değişiklikler yaptık, yeni haline göre tercüme eder misiniz?” Fakat neredeyse baştan yazılmıştır ve çevirmenin tamamını baştan yapması lazımdır. Bunu da tahmin etmeniz gerekir.
  • Müşteri, iş başladıktan bir gün sonra bir e-posta atar “Dosyayı tercüme ettirmekten vazgeçtik. Yeni işlerde görüşmek üzere”. Bunu da tahmin etmeniz gerekir.
  • Proje bitti, editöre kontrole gönderildi, fakat editör çevirinin bir kısmının çok kötü olduğunu belirtiyor. Çevirmeni arıyorsunuz: “Bu seferlik yetiştiremedim ve bir kısmında başka bir arkadaştan yardım aldım” diyor. Bunu da tahmin etmeniz gerekir.
  • Bu başka bir arkadaşın adının “Google Translate” olduğunu tahmin etmeniz gerekir.
  • Projeyi editör kontrolünden geçirdiniz ve yazım denetimi yapılıyor. O sabah yazım kuralları değişmiş olabilir. Bunu da tahmin etmeniz gerekir.
  • Vade tarihi gelir ve geçer. Ödeme bir türlü gelmez. Firmanın muhasebe departmanını ararsınız. Muhasebeci tatile çıkmış, firma maddi zorluk yaşamakta veya iflas etmiş olabilir. Bunu da tahmin etmeniz gerekir.

Bu yüzden “Proje Yöneticileri”nin işi bilmesi açısından “Mütercim Tercümanlık” mezunu olmalarını salık versek de sanırım önce “müneccim tercüman” olmaları gerekmektedir.

Seda Karacan

Yazar

1991 Ankara doğumludur. Ege Üniversitesi Mütercim Tercümanlık Bölümü'nde eğitim almıştır. 2010 yılından itibaren turizm, organizasyon ve çeviri sektörlerinde çalışmıştır. Dijital Tercüme’de Proje Yöneticisi olarak çalışmaktadır.

Senem Kobya

Yazar, Proje ve Yayın Koordinatörü

Senem Kobya, Dijital Tercüme'nin kurucusu ve CEO'sudur. Cağaloğlu Anadolu Lisesi‘nde 7 sene boyunca Almanca ve İngilizce eğitim almış; İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat Fakültesi’nde lisans eğitimini tamamlamıştır. 1999 yılında başladığı çevirmenlik mesleğinde yeminli çevirmen, çeviri editörü, yerelleştirme uzmanı veya proje sorumlusu olarak görev almıştır. Sprachdiplom, Dil Yeterlilik Ve Başarı Belgesi, Google Yetkili Çeviri ve Yerelleştirme Uzmanı ünvanlarına sahibidir. Çeviri sektöründen 12000+ üyesi bulunan ve sektörü şekillendiren ÇeviriBlog grubunun kurucusu ve yöneticisidir. Her yıl düzenlenen Çeviri Yarışması’nın kurucusu ve ana sponsoru, Çeviri Kitabı yazarlarından biridir. Üstün Zekalı Çocuklar için Akıl ve Zeka Oyunları eğitmeni; Tema, Greenpeace ve Koruncuk Vakfı gönüllüsüdür.

© ÇeviriBlog adına Senem Kobya. Telif hakkı sahibinin izini olmadan yayınlanamaz, çoğaltılamaz ve basılamaz.

Pin It on Pinterest

Share This